-
1 οικονομώ
para biriktirmek, para kazanmak -
2 save up
v. tasarruf etmek, para biriktirmek* * *para biriktir* * *(to save: He's been saving up for a new bike.) biriktirmek -
3 épargner
v t1 économiser para biriktirmek2 épargner à qqn de faire qqch birinin bir şey yapmasını esirgemek3 öldürmemek -
4 make up a purse for
v. parası biriktirmek, para biriktirmek (için) -
5 make up a purse for
v. parası biriktirmek, para biriktirmek (için) -
6 sparen
sparen <h>1. v/t (einsparen) tasarruf etmek; (zusammensparen) biriktirmek;das hättest du dir sparen können! yapmasan daha iyi olurdu2. v/i tutumlu olmak;sparen für (oder auf A) … için para biriktirmek -
7 économiser
-
8 économie
-
9 save up for a rainy day
v. kara gün için para biriktirmek -
10 save up for a rainy day
v. kara gün için para biriktirmek -
11 Seite
Seite f <Seite; Seiten> taraf, yan; (Buchseite) sayfa;fig auf der einen (anderen) Seite bir (öbür) taraftan;auf der linken Seite sol tarafta;auf jemandes Seite sein b-nin tarafında(n) olmak;etwas auf die Seite legen para biriktirmek/arttırmak;jemandem zur Seite stehen b-ne destek olmak;jemanden auf seine Seite bringen (ziehen) b-ni kendi tarafına almak (çekmek);starke (schwache) Seite kuvvetli (zayıf) taraf;von dieser Seite betrachtet bu taraftan bakınca -
12 beiseitelegen
beiseite|legenRRvtGeld \beiseitelegen para biriktirmek -
13 Kante
-
14 حصالة
-
15 salt away
ilerisi için (para) biriktirmek -
16 save
kurtarmak; (para) biriktirmek, artirmak; korumak, saklamak, idareli kullanmak, kazanmak; saklamak, ayirmak; korumak, -den baska, hariç -
17 scrimp
disinden tirnagindan artirip (para) biriktirmek; -den tasarruf etmek, idareli kullanmak -
18 cagnotte
-
19 Sparer
-
20 собирать
несов.; сов. - собра́ть1) toplamak, toparlamak, bir araya getirmekсобира́ть друзе́й — arkadaşlarını toplamak
собра́ть (свои́) ве́щи — eşyasını toparlamak
собра́ть кни́ги в портфе́ль — kitapları çantaya doldurmak
я уж (бы́ло) и чемода́н собра́л — bavulumu hazırlamıştım bile
3) toplamak; monte etmek ( монтировать)собира́ть мото́р — motoru toplamak
4) toplamak; almak; biriktirmek ( копить)собира́ть поже́ртвования — bağış toplamak
собра́ть большинство́ голосо́в — oyların çoğunu almak / toplamak
собира́ть све́дения — bilgi toplamak
бо́льше всего́ мёда собира́ют в э́том райо́не — en çok bal elde edilen yer bu bölgedir
соберём де́нег и отремонти́руем — (aramızda) para toplar, onartırız
5) toplamak, devşirmekсобира́ть грибы́ — mantar toplamak
собира́ть фру́кты — meyve devşirmek
собира́ть урожа́й — ürün kaldırmak
собира́ть после́дний виногра́д — bağ bozmak
6) derlemek; koleksiyon(u) yapmakсобира́ть наро́дные ска́зки — halk masalları derlemek
ты собира́ешь (ма́рки) Мона́ко? — Monako yapar mısın?
7) büzmekю́бка, со́бранная в та́лии — belden büzgülü etek
8) toparlamakсобра́ть мы́сли — düşüncelerini / zihnini toparlamak
собра́ть всё своё му́жество — cesaretini toplamak
9) разг.собра́ть на стол — sofra kurmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
para tutmak — para biriktirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
para yapmak — para kazanıp biriktirmek Açıkhava da, Maksim de verdiği temsillerle kısa zamanda ün ve para yaptı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
düz tümleç — is., ci, dbl. Yalın durumda bulunan tümleç Para biriktirmek. yemek seçmek, örneklerindeki para, yemek kelimeleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumbara — is., Far. ḫumbere 1) Para biriktirmek için kullanılan, bozuk veya kâğıt para atılan deliği olan, metal, toprak, plastikten yapılmış küçük kap 2) tar. Humbara Birleşik Sözler kumbarahane … Çağatay Osmanlı Sözlük
HUMBARA — f. Küçük küp. * Ask: Demir veya tunçtan dökülmüş, içi boş ve yuvarlak olarak yapılan ve içine patlayıcı maddeler doldurularak havan topu veya elle atılan harp aleti. Havan topu ile atılana havan humbarası, elle atılana da el humbarası denirdi. *… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tasarruf etmek — 1) bir malın sahibi olmak, onu istediği gibi kullanmak 2) bir şeyi dikkatli ve idareli kullanmak 3) para biriktirmek Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
küpünü doldurmak — eline fırsat geçmişken çokça para biriktirmek Hamiyetini bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette bolluk içinde yaşarlar. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dişinden tırnağından artırmak — yiyecek giderlerini kısarak para biriktirmek Susuz Yaz adlı öykü kitabımı, oyunlarımı hep böyle dişimden tırnağımdan artırarak bastırdım. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bankaya yatırmak — bankadaki hesabına para koymak, biriktirmek İyi kazanmıyordu fakat ne kazanıyorsa hepsini bankaya yatırıyordu. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük